Karıncaların işitme duyuları ayaklarına yerleştirilmiştir. Diğer canlılar tarafından ezilmemeleri için, Rahmeti Sonsuz (celle celâluhu) bu canlılara, en hafif sesleri bile fark edebilecek hususiyette işitme duyuları vermiştir. Yerin altındaki titreşimlere duyarlı bu minik canlılar, zelzeleyi önceden fark edebilmektedir. Bu canlılar, âdeta kendilerine has hiss-i kablelvuku'a (önseziye) sahiptirler. Birinci Dünya Savaşı öncesi karıncaların cenazelerini yuvalarından dışarı taşımalarını müşahede eden veli bir zât, onların sıradışı hareketlerini, dünya çapında büyük bir hâdisenin patlak vermesine işaret olarak yorumlamıştır.1
Karıncalar birçok özelliğiyle enteresan mahlûklardır. Bir buğday tanesini tek başına yuvalarına taşımaları, onların çalışkanlığına örnektir. Birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri, onların süper organizmalar olarak adlandırılmasına vesile olmuştur. Karıncalar, bulundukları koloninin diğer fertleriyle ortak bir kimyevî molekül üzerinden ayrılmaz bir yapı oluşturur. Bu sayede de bağlı oldukları koloniden asla ayrılmazlar. Araştırmacılar, "karıncaların kolonileriyle beraber yaşayıp, beraber öldüklerini" ifade ederler.
Kolonilerin çoğunda, kanatlı erkek karıncanın biri yuvayı terk eder. Bu karınca, yuvasını terk etmiş dişi bir karıncayla yeni bir aile kurar ve yeni koloniler oluşturur. Dişi karıncalar, eşlerinden yeterli miktarda sperm alır ve onların yumurtalarıyla birleşmesine izin verir. Bu döllenmiş yumurtalardan çıkan dişi karıncalar işçi olacaktır. Döllenmemiş yumurtalardan ise, erkek karıncalar yaratılır. Yeryüzünde tespit edilmiş 12.000 karınca türü vardır. Antarktika'da yaşayan az sayıda karınca çeşidinden biri, göçebe asker karıncalardır. Bu karıncalar, her gün yer değiştirebilmektedir. Diğer böcekleri ve küçük omurgalıları besin kaynağı olarak kullandıklarından, etçil karıncalar olarak da bilinirler.
Sıradışı hususiyetlerde yaratılmış bir başka karınca türü, Güney Afrika yaprakkesici karıncalarıdır. Bitkilerle ve mantarlarla beslenen bu karıncalar, toprağın derinliklerinde inşa ettikleri mantar bahçelerinde yaşar. Toplu savaşabilen bu karıncalar, çok iyi toprak kazar. Yuva olarak, toprakların çatlak kısımlarını seçerler; toprak kazmada, zaman ve enerji tasarruf edebilme kabiliyetiyle donatılmışlardır.
Hayranlık uyandırıcı karınca davranışları
Amazon karınca kolonisinin arasına, başka koloniye ait bir karınca bırakıldığında, kolonideki karıncaların, yabancı karıncayı, kafasını makaslayarak öldürdüğü müşahede edilmiştir (Resim–1). Göçmen asker karıncalar, bacaklarını birbirlerine ip şeklinde kenetleyerek havada asılı bir yuva oluşturabilir. Bu şekilde yuva inşa etmenin maksadı, küre hâlini almış karınca topluluğunun tam ortasındaki kraliçe karıncayı ve lârvaları korumaktır. Bu asılı yuvanın yeri, sadece yiyecek için değiştirilir. Neslin devamlılığını sağlama maksatlı yuvaya, binlerce karınca katılabilir.
Avustralya'nın yağmacı buldog karıncalarına, uçan bir arıyı havada kolayca yakalayabilecek maharetler verilmiştir. Diğer karınca türlerine kıyasen çok daha çevik olan bu tür, keskin bir algılama hissine ve yakalama kabiliyetine sahip kılınmıştır (Resim–2).
Kuzey Arjantin'de yaşayan karıncalar, su taşkınlarıyla karaya vurmuş pirana vb. balıkları yiyebilen etçil türlerdir. Gemilerin iskele halatlarından ve köprülerinden tırmanabilen bu karıncalar, gemilerle seyahat ederek çok farklı coğrafyalara taşınmıştır. 1890'lı yıllarda Güney Kaliforniya'ya taşınan bu karıncalar, daha sonra ABD'nin güney kısımlarında görülmüştür. İnsanoğlunda bulunan toplu taşıma kabiliyeti, karıncalara da bahşedilmiştir. Büyük yağma karıncası, diğer işçileri sırtında taşıyarak grupta enerji tasarrufunu sağlamaktadır. Karınca davranışlarıyla alâkalı bir başka enteresan tespit şudur: Bir koloni, işgal ettiği bölgede bulunan diğer genç karıncaları, kendi kolonisine katıp, onları hizmet maksatlı kullanabilmektedir. Amazon karıncalarının arasına düşen bir siyah karıncanın, koza vb. maddeleri taşıması buna bir misâl verilebilir (Resim–3).
Sürahi bitkisinin filizlerini barınak olarak kullanan marangoz karıncalar, hem bu bitkinin içindeki havuzcuklarda yüzer, hem de bitkinin sindiremediği diğer böcekleri, yiyecek kaynağı olarak kullanır (Resim–4). Lârva karıncalar ise, buldog veya başka tür bir işçi karıncaya yiyecek için yalvarıyormuşçasına mekanik hareketler yapar. Karıncalarda lârva dönemlerinde beslenme önemlidir. Karıncanın gelecekte asker, işçi veya kraliçe olması, beslenme tarzıyla alâkalı olabilir. İlim dünyası şu âna kadarki araştırmalar ışığında, asker, kraliçe veya işçi karınca seçimin nasıl yapıldığı hakkında kesin bir fikre sahip değildir. Karıncaların herhangi bir mantık ve iradeye sahip olmadan bir seçim yapmaları, Yüce Allah'ın (celle celâluhu) ilhamı ile hareket ettiklerinin açık birer delilidir. Allah'ın (celle celâluhu) yaratma fiili, Kur'ân-ı Kerîm'de mealen şöyle ifade edilmiştir: "Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve çeşitli canlıları yeryüzüne yaymasında kesin olarak inanan kimseler için ibretler vardır." (Casiye Sûresi, 3–4)
Karıncalar etrafa yaydıkları kimyevî maddelerle (feromenler) ve diğer karıncaların bu haberleşme moleküllerini tespit edebilen anten yapılarıyla, güçlü bir sosyal hayat inşa eder. Karıncalarda içtimaî hayatın düzeninin korunmasına yönelik itaat davranışları da gözlenir. Araştırmalarda, termitlerin bir kraliçenin emriyle hareket ettiği, kraliçeden ayrı ses geçirmez bir bölüme alınan termitlerin, toplum düzenini nizamî hareketlerle korudukları, ancak kraliçenin öldürülmesiyle düzenli hareketlerin bir ânda durduğu görülmüştür.
Karıncaların sosyal davranışları, birlikte hareketleri, Bediüzzaman Said Nursi'nin de dikkatini çekmiştir. O, karıncaları şu sözlerle takdir etmiştir: "O zaman, şimdiki gibi, hali bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara veriyordum. Ekmeğimi onun suyu ile yerdim. Benden sordular, ben dedim: Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. Cumhuriyetperverliklerine hürmeten, taneleri karıncalara veriyorum. (…) Küçücük hayvanların cenazelerini ve nimetin küçücük parçalarını ve tanelerini toplamakla vazifeli karıncalar, nezâfet (temizlik) memurları olarak, hem nimet-i İlâhîyenin küçük parçalarını teleften, çiğnemekten, hakaretten ve abesiyetten korumakla ve küçücük hayvanatın cenazelerini toplamakla, sıhhiye memurları gibi vazifelendirilmişlerdir."
Karıncaların davranışları, araştırma projelerine ilham olmaktadır. Bunlardan biri, "Robot Karıncalar Ordusu" projesidir. Bu projede, küçük, ucuz ve basit robotların geliştirilmesi hedeflenmiştir. Karıncaların proje için uygun bulunmasının sebebi ise, grup şeklinde hareket etmeleri, koordinasyon içinde olmaları, fizikî işleri takım hâlinde yerine getirmeleri ve ortaklaşa karar almalarıdır. Karınca davranışlarından ilham alınan bir başka uygulama ise, "Karınca koloni optimizasyonu algoritması" isimli problem çözme tekniğidir. Karıncaların ilham kaynağı olan davranışları şunlardır: Koloni hâlinde yaşayan karıncalar, yiyecek bulmak için, ilk olarak öncü karıncaları çevreye tek başlarına gönderirler. Öncüler, etrafı araştırarak uygun yiyecek kaynağını bulmaya çalışır. Öncülerden biri yiyecek bulduğu takdirde, koloniye geri dönerken, feromon isimli molekülleri etrafa yayar, böylelikle arkasında hususi koku izi bırakır. Aynı yiyecek kaynağını keşfeden başka bir öncü karınca, daha kestirme bir yol bulmuş da olabilir. Yiyecek kaynağını başarıyla bulan öncü karınca geri dönerken, en kısa yoldan dönmemiş de olabilir. Hattâ 3-4 öncü karıncanın her biri, farklı bir kestirme yol da bulabilir. Peki, kolonidekiler, hangi öncünün kestirme yolunu izleyecektir? Bu durumda kolonideki diğer karıncalar, karmaşık ve uzun yollarla yiyeceğin kaynağına gitme durumuyla karşı karşıya kalabilir. Ama kestirme yollardaki kimyevî koku izleri, düzenli olarak yenilenir ve bu sayede de karıncalar daha belirgin izi olan, yani daha çok tercih edilen yolu kolayca anlar. Az tercih edileni değil, çok tercih edileni, yani güçlü feromen kokusu aldıkları yolu tercih ederek, uzun yollardan yiyecek kaynağına gitmek mecburiyetinde kalmazlar. Karıncaların kullandığı bu çözüm plânının benzeri, zaman alan karmaşık bilgisayar problemlerinin çözülmesinde de kullanılmaktadır.2 Bu çok tercih edilen ve güncellenen feromen izi sayesinde diğer karıncalar da, zaman ve enerjilerini israf etmeden, doğrudan yiyecek kaynağına yönelir. Mühendisler, bilgisayar ortamında oluşturdukları sanal karıncaların davranış ağlarına bakarak, bazı problemleri daha kolay çözebilmektedir. Haberleşme ağlarında kullanılan yönlendirici sinyallerin en kısa rotadan gönderilmesi, trafik sıkışıklığının önlenmesi, bunlara çarpıcı misâllerdir.
Karıncalar, cisim itibariyle küçük ve basit gibi görünmelerine rağmen, içlerindeki hayat onlara öyle bir kıymet ve genişlik vermektedir ki, hayatı olmayan dağları ve galaksileri sanat itibari ile geride bırakıp "süper organizmalar" tabirini hak etmektedirler.
Kaynak: sizinti.com.tr
0 yorum:
Yorum Gönder