Batı tipi" diyet; kızartılmış ve tatlı yiyecekler, muamele edilmiş ve kırmızı et, rafine edilmiş tahıllar ve yağdan zengin mandıra ürünlerini ihtiva eder. Bir araştırma, ağırlıklı olarak bu tip yiyecekleri tüketen kişilerin sağlıklı yaşlanmadıklarını ortaya koydu. İngiltere'de 1985–2009 yılları arasında yapılan araştırmaya, çalışmanın başlangıcında yaşları ortalama 51 olan 3.800 kadar erkek ve 1.600 kadar kadın katıldı. Araştırmanın sonunda katılımcıların % 73'ünde yaşlanma normal, % 4'ünde ise idealdi (yani müzmin hastalıkları olmadığı gibi fizikî ve zihnî test neticeleri de iyiydi).
Katılımcıların % 13'ünde öldürücü olmayan kalb hastalığı vardı, % 3'ü kalble alâkalı bir sebepten, % 7'si ise diğer sebeplerden öldü. Batı tipi diyetle beslenen katılımcılarda ideal yaşlanma ihtimali daha azdı. Bu tip bir beslenme tarzından kaçınmak ise, müzmin hastalıkların bulunmadığı ve fonksiyonların iyi durumda olduğu bir yaşlılık dönemi geçirme ihtimalini artırır. Araştırmanın neticeleri American Journal of Medicine'de yayımlandı (WebMD News from Health Day 17.04.2013).
Yüksek Kalb Hızı, Erken Ölümle İrtibatlı
Başka açılardan sıhhatli erkeklerde yüksek kalb hızı, erken ölümün habercisi olabilmektedir. Yüksek kalb hızıyla hayat beklentisi arasında kuvvetli ve mühim bir münasebet bulunmaktadır. İstirahat kalb hızı dakikada 80 civarında olanların, 65 civarında olanlara göre 4-5 yıl daha erken öldüğü önceki bir çalışmada gösterilmişti.
Araştırmacılar, kalb hızıyla hayat beklentisi arasındaki irtibatı yaklaşık 10 yıldır bilmektedir. Normalde kondisyonu iyi olan kişilerin kalb hızları daha düşüktür ve egzersiz yapmayanların da kalb hızları daha yüksektir. Bu, yüksek istirahat kalb hızının, basitçe egzersiz yapmayanların hayat tarzını mı yansıttığı sorusunu akla getirebilir. Heart dergisinde yayımlanan yeni çalışma bu soruyu cevaplamayı hedefledi: Yüksek bir istirahat kalb hızı kişi sıhhatli olsa ve düzenli egzersiz yapsa bile, daha erken ölüm riski mânâsına mı geliyor? Araştırmaya göre cevap 'evet'tir. İstirahat kalb hızı sadece kişinin kondisyon durumunun göstergesi değildir, aynı zamanda bağımsız bir risk faktörüdür.
Çalışmada 1970'den itibaren 16 yıl süreyle takip edilen yaklaşık 2.800 erkeğin verileri analize tabi tutuldu. İstirahat kalb hızının her 10 yüksekliğinde ölüm riskinin % 16 arttığı tespit edildi (WebMD News from Health Day 16.04.2013).
Vücut İçindeki Roket
Geçtiğimiz Nisan başlarında Amerikan Kimya Derneği'nin toplantısında araştırmacı J. Wang, vücut içinde birtakım operasyonlar yapabilecek bir mikroroket ile alâkalı sunum yaptı. Canlı vücudunda dolaşan mikromakineler ile alâkalı ilk müşahhas gelişmelerden biri olarak değerlendirilebilecek bu sunum, tıp çevrelerinde heyecana vesile oldu. Bu âletle, kendi enerjisini üreterek vücutta süresiz kalabilecek araçlar üretilebilmiş olacak. Şimdilik ilk hedef, mide içinde görev yapacak mikroroketler.
Polyalin maddesinden yapılmış, iç sathı çinko katalizör ile kaplanmış bir mikrotüp, vücutta saatte 30 cm. yol alabilecek. Mide içinde itme gücü, bir mikromotorun asitten faydalanarak hidrojen üretmesiyle sağlanacak. Tüpün üzerine kaplanacak nikel ve titanyum kaplamalar, manyetik alan ile etkileşmeye bağlı olarak roketin yönlendirilmesine ve enerjisinin üretilmesine yarayacak. Rokete yerleştirilecek motor; itmeyi ve hareketi sağlayacak; aynı zamanda operasyonlarda da kullanılabilecek.
Motorun hızı, içinde yol aldığı sıvının pH (asitlik) derecesine bağlı olarak da değiştirilebilecek. Bu özelliği ile mikroroket, mikrokanallar ile ulaşılması gereken endüstriyel uygulamalarda veya vücutta hedefe yönelik ilâç uygulamalarında kullanılabilme potansiyeline sahip.
İnsanlığın ulaştığı teknoloji sayesinde, bu kadar küçük alanlarda, oldukça mühim işler yapabiliyor olması, şüphesiz ki insanı hayrete sevk ediyor. Ancak insan vücudundaki hücre içi parçacık ve birimlerin işleyişinden, organlar arası haberleşmeye varıncaya kadar devam edegelen mikro-nano parçaların işleyişi karşısında, bu önemli başarı bile oldukça sönük kalıyor.
Ayçekirdekli Beton
Dünya çapındaki akademik dergilerde veya popüler bilim mecmualarında zaman zaman Türkiye'de yapılan çalışmalar da yer alıyor. Namık Kemal Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, ayçekirdeği kabuklarının karıştırıldığı bir beton tipi hakkında, akademik değerlendirmeleri ve denemeleri duyurdu.
Betonla alâkalı araştırmaların bir dalı da, organik katkılı betonların geliştirilmesi ve incelenmesidir. Bu araştırmaların hedefi; mevcut betonlardan sertlik, ağırlık gibi özellikler bakımından daha farklı betonların elde edilerek ticarileştirilmesidir.
Sözkonusu üniversitedeki araştırmanın hedeflerinden biri de, çevre dostu bir inşaat malzemesinin elde edilip edilemeyeceğiydi. Yönetilemeyen gıda endüstrisi kaynaklı atıkların birikmesinin giderek büyüyen bir problem olmasından hareketle, ayçekirdeği kabuklarının karıştırılmasıyla elde edilecek beton, acaba hangi özelliklere sahipti? Benzeri çalışmalarda; kauçuk, cam tozu ve kâğıt hamuru gibi maddeler de betona katılabiliyor. Elde edilen betonun, hafiflik, sudan etkilenme, dayanıklılık gibi hususiyetler bakımından bir farklılık arz edip etmediği araştırılıyor. Araştırmadan elde edilen neticelere göre; ayçekirdeği ile katkılandırılmış beton, hafif beton sınıfında alternatif bir yapı malzemesi olarak kullanılabilecek.
Kaynak: sizinti.com.tr
0 yorum:
Yorum Gönder