14 Ağustos 2014 Perşembe

Nasıl Bir Gelecek?

Nasıl Bir Gelecek
Bilimdeki gelişmeler, son asırda büyük bir ivme kazanmış, eskiden bilim-kurgu filmlerinde gördüğümüz birçok şey, günümüzde sıradan şeyler hâline gelmiştir. Süpersonik uçaklar, hızlı trenler, kıtalararası füzeler, cep telefonları, uydu haberleşme sistemleri, süper bilgisayarlar gibi yüksek teknoloji ürünleri artık hayatımızın bir parçasıdır. Yeni keşifler, bilimin gelişmesine ve yeni teknolojik ürünlerin ortaya çıkmasına vesile olmaktadır. On bin kilometre uzaktaki bir hedefin füzeyle vurulduğu, 500 milyon kilometre uzaklıktaki uyduların idare edildiği ve olup bitenlerin takip edildiği, uzaklık, yakınlık, gizlilik gibi kavramların ehemmiyetinin kalmadığı bir devirde yaşıyoruz. 

Hangi gelişmeler öne çıkacak?
Yüksek enerjiye, parçacık fiziğine ve atom altı partiküllerin keşfine yönelik araştırmalar; atomik ve moleküler seviyedeki yapıların özellik ve davranışlarının ortaya konulmasına yönelik incelemeler; nanoteknoloji, biyoteknoloji, sibernetik, biyonik ve robot teknolojileri, genetik ve tıp alanlarındaki çalışmalar günümüzde oldukça yoğunluk kazanmıştır. Bu sahalarda olabilecek muhtemel gelişmelere dâir bazı tahminlerde bulunabiliriz. 

Bilgi teknolojileri
Bu sahadaki gelişmeler, diğer bilimlerdeki gelişmelere destek olduğu kadar, öncülük de etmektedir. Gelecekte, biyolojik ve organik işlemcilerin devreye girmesiyle bilgiyi işleme hızında ve tekrar kullanma kapasitesinde sıçramalar olacaktır. 20-25 yıl içerisinde süper hızlı kuantum bilgisayarların üretilebileceği tahmin edilmektedir. Yüksek veri transferi sağlayan gelişmiş ağlar, bilgi akışını hızlandıracaktır. Bilgiye erişim ve iletişim hızlanıp kolaylaşacağı için, bilgi teknolojileri hayatın her alanında tesirini hissettirecek, kablosuz iletişim yaygınlaşacaktır. Küçük bir cihazla her türlü bilgiye daha rahat ve hızlı ulaşılabilecektir. Holografik Tv, üç-dört boyutlu video görüntüleme sistemleri üretilecek; filmler, izleyiciye aynı mekânı paylaşıyormuş gibi gerçeklik hissi verecektir. Sesli komutla ve insan zihniyle çalışan elektronik cihazlar üretilecek, konuşmaları istenilen dile anında çevirebilen yazılımlar yaygınlaşacaktır. 

Nanoteknoloji
Nanoteknoloji; metrenin milyarda biri ölçeğinde moleküler tasarımlarda bulunma ve fonksiyonel yapılar oluşturma bilimidir. Atomların ve moleküllerin manipüle edilmesi ile tabiatta bulunmayan nanotüpler, nanoelektronik devreler ve algılayıcılar, nanofiberlerin senteziyle çok maksatlı kullanımı olan yeni malzemelerin üretimi söz konusudur. Su tutmayan, kirlenmeyen, renk değiştirebilen boyalar, kumaşlar, elektronik devreler eklenerek termal, mekanik, akustik ve opto-elektronik özelliklere sahip çok fonksiyonlu malzemelerden üretilen elbise ve ürünler hayatın her alanında kullanılacaktır. Çok fonksiyonlu detektörlerin ve güneş pillerinin fiber üzerinde üretilmesiyle güneş enerjisinden elektrik üreten, kendi ısısını ayarlayan ve insanların günlük enerji ihtiyacını karşılayan elbiseler üretilebilecektir.

Opto-elektronik aygıtların geliştirilmesiyle enerjinin % 100'e yakınını ışığa dönüştüren yüksek verimli aydınlatma sistemleri ve ışık kaynakları geliştirilebilecektir. Taşıtlarda ve enerji gereken işlerde güneş enerjisi, nükleer enerji ve hidrojen yakıt hücresi gibi yeni teknolojilerin kullanımı yaygınlaşacaktır. Geri dönüşüm özelliğine sahip mühim hidrojen kaynağı ve tutucusu olan bor hidridler, bu hususiyetiyle çok hafif ve ucuz yakıt deposu olarak kullanılabilecektir. Sürtünmenin son derece azaltılması sayesinde çok yüksek verimlilikte motor ve makinelerin üretimi mümkün olacağı gibi, manyetik kuvvetle çalışan motorlar üretilerek, ciddi yakıt ve enerji tasarrufu sağlanacaktır. 

İnsanlarla iletişim kurabilen ve insan davranışlarını taklit eden gelişmiş akıllı robotlar, insanların günlük işlerinin çoğunu üzerine alacak, insan hayatı için riskli yerlerde vazife yapacaktır. 

Kur'ân'da Hz. Süleyman (aleyhisselam) kıssasında, ilim sahibi bir vezirin mealen "Siz gözünüzü açıp kapayıncaya kadar o tahtı sizin yanınızda hazır ederim." demesiyle aynı ânda Yemen Melikesi Belkıs'ın tahtının uzak mesafelerden getirildiği ifade edilmektedir. Bu, ister ışınlama yöntemi, isterse boyutlar arası geçiş veya zaman kısalması şeklinde olsun, uzay-zamanın ve maddenin birtakım hususiyetlerinden istifade edilerek eşya naklinin gerçekleşebileceğine ve benzeri gelişmelere işaret olabilir. 

Gelecekte mühim gelişmelerin beklendiği bir alan da tıptır. Genetikteki gelişmeler, bazı hastalıkların iyileştirilmesine vesile olabilecektir. Günümüzde klonlama (kopyalama) gerçekleştirilmiştir; ancak gelecekte canlılarda yeni genetik tasarımlarla alâkalı gelişmelerin olması beklenebilir. Genetik şifrenin fonksiyonları tam olarak aydınlatılabilirse, genlerin embriyo safhasından itibaren canlının gelişim süreçlerini nasıl etkilediği ortaya çıkacak, bu da canlının gelişimi esnasında gerektiğinde yönlendirici genetik müdahalelerde bulunma ve gen değişiklikleri yapma imkânı verecektir. 

Biyoteknoloji alanındaki gelişmeler neticesinde tarımda verim artacaktır. Farklı iklim şartlarında yetişebilen dayanıklı bitkilerin geliştirilerek bir tanesi birkaç kişiyi doyuracak büyüklükte meyve ve sebzelerin üretimi mümkün olabilecektir. Âhirzamanda bereketin çok artacağı hususuyla alâkalı bazı hadîslerde "pek çok kişinin ancak yiyebileceği narların olacağı, bir nar kabuğunun altında bir insanın gölgelenebileceği, hattâ buğday tanelerinin çok iri olacağı" (Müslim, Fiten 110; Tirmizi, Fiten, 59) şeklinde ifade edilen hususlar, gelecekte bereket ve bolluğun artmasından kinaye olabileceği gibi, ileride genlere müdahale edilerek meyve ve bitkilerin çok büyütüleceğine işaret de olabilir.

Canlıların genetik kodlarına müdahale edilerek yeni kombinasyonlar oluşturulabilir. Genlerle oynamak suretiyle yeni virüs ve bakterilerin oluşturulmasına sebep olunabileceği gibi, farklı genetik hususiyetlere sahip bitki ve hayvan türleri de ortaya çıkabilir. Yine, insan genlerine müdahale etmek suretiyle ona olağanüstü hususiyetler kazandırmak maksadıyla çalışılırken insan suretinde, fakat farklı hususiyetlere sahip ucube varlıkların ortaya çıkması da muhtemeldir. Kötü niyetli bazı kişi ve kuruluşlar menfaatleri uğrunda kullanmak maksadıyla bu tür varlıklar üretmek isteyebilir. İlmî çalışmalarda temel prensip; insanlığın faydası, canlıların ve türlerin aslî hüviyet ve fıtratlarının korunması, neslinin tükenme ve bozulmasına yol açılmaması olmalıdır. 

Hâlihazırda beyin dışındaki hayatî organların yerine sun'î organlar kullanılabilmektedir. Gen transferi ve kök hücre tedavisindeki gelişmelerle sun'î organ ve biyonik protezlerin geliştirilmesi ve üretimi mümkün olacak, böylece organ nakli için hastalar yıllarca beklemek zorunda kalmayacaktır. Sinir sistemi ve kalb gibi kendisini yenileyemeyen organların hasarında ve bazı kanser türlerinde kök hücre tedavisinden büyük beklentiler vardır. 

Beynin fonksiyonel haritasının iyice açığa çıkarılmasıyla bazı temel beyin fonksiyonlarının cihazlarla yerine getirilmesi mümkün olabilir. İnsana bazı maddeler enjekte ederek onu yönlendirmenin yanında beynine mikroçipler yerleştirerek bazı bilgilerin transferini ihtimal dışı görmemek gerekir. 

İnsanın ruhî yönünü ihmal eden ve psikolojisini dikkate almayan, her şeyi maddî ölçülerle ele alan materyalist/pozitivist yaklaşımlarla insan üzerinde bir kısım deneylerin yapılması, günümüzde bazı fantastik film senaryolarına konu olduğu gibi, beklenmedik bazı gelişmelere ve kontrol edilemeyen felaketlere de yol açabilir. Bu gelişmeler bütün insanlığı ilgilendirdiği gibi, yeryüzünde insanlığın geleceğini de tehlikeye atabilir.

Nanoteknoloji ve biyoteknolojideki gelişmeler, bazı insanların kendisinde yaratıcı bir güç vehmetmesine sebep olabilir. Oysa insan hiçbir şeyi yoktan var edemeyeceği gibi, var olanı da yok edemez. Aslında insanın yaptıkları, varlıktaki cârî kanun ve hikmetleri öğrenmek suretiyle Yüce Allah'ın (celle celâluhu) bahşettiği akılla, yine O'nun sanatını taklit edip teknolojiye tatbik etmekten ibarettir. Bilim adamlarının yüksek maliyetlerle kurulan dev lâboratuvarlarda keşfettiği bilgi ve geliştirdiği teknolojiler, aslında varlıkların yapısında milyonlarca yıldan beri sergilenmektedir. 

Bilim, marifete dönüşürse, insanı maddî refahın yanında, ebedî saadete götüren bir vesile olabilir. Aksi takdirde bilim, insanoğlunun ulaştığı teknoloji ve geliştirdiği silâhlarla kendi sonunu getirmesine de sebep olabilir. 

Kaynak:http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/nasil-bir-gelecek-nisan-2014.html

0 yorum:

Yorum Gönder