• HAKKIMIZDA

    Diyarbakır Toç Bir-Sen Kadın Kolları üye listesi... [...]

  • HAKKIMIZDA

    Diyarbakır Toç Bir-Sen Kadın Kolları üye listesi... [...]

  • HAKKIMIZDA

    Diyarbakır Toç Bir-Sen Kadın Kolları üye listesi... [...]

Hata edenlerin en hayırlısı tövbe edenlerdir. ( Hadis-i Serif)

28 Ekim 2014 Salı

Ahmet KAYA - Yüregim Kanıyor


Bugün doğum günü olan Ahmet Kaya'dan ''Yüregim Kanıyor''u sizlerle paylaşmak istedim.
Yazıyı Paylaş:Facebook Twitter Google+

19 Ekim 2014 Pazar

TOÇ-BİRSEN 7 Nolu Şubesi 4. Olağan Kurultayı

7. NOLU TOÇ-BİRSEN SENDİKAMIZIN 4.OLAĞAN KURULU 19/10/2014 TARİHİNDE SAAT 10:00 KAPLAN 2 DÜĞÜN SALONUNDA YAPILDI YAPILAN SEÇİMDE

1- ŞUBE BAŞKANI :  SEYFETTİN GÜLER
2- ŞUBE BAŞKAN VEKİLİ :  HAMDULLAH GÜVEN
3- ŞUBE BAŞKAN YARDIMCISI (TEŞKİLAT):  MAHMUT CEBE
4- ŞUBE BAŞKAN YARDIMCISI (EĞİTİM VE SOSYAL İŞLERİ) : ALİ ORHAN
5- ŞUBE BAŞKAN YARDIMCISI (MALİ İŞLER) : İBRAHİM KAYA
6- ŞUBE BAŞKAN YARDIMCISI (BASIN VE İLETİŞİM) : M.SIDDIK ASLANLI
7- ŞUBE BAŞKAN YARDIMCISI (MEVZUAT VE TOPLU SÖZLEŞME) : İSA AGAH

7 NOLU KADIN KOLLAR KOMİSYONU OLARAK YENİ YÖNETİME ÇALIŞMALARINDA BAŞARILLAR DİLER ÜYELEREMİZ VE SENDİKAMIZ İÇİN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLERİZ...
Yazıyı Paylaş:Facebook Twitter Google+

4 Ekim 2014 Cumartesi

İyi Bayramlar

kurban bayramı
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun. İyi Bayramlar...
Yazıyı Paylaş:Facebook Twitter Google+

3 Ekim 2014 Cuma

2014 Diyarbakır Karpuz Festivali

2014 Diyarbakır Karpuz Festivalinde çekmiş olduğum fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedim.Fotoğraflara tıklıyarak büyük ekranda bakabilirsiniz.











Yazıyı Paylaş:Facebook Twitter Google+

14 Eylül 2014 Pazar

Güneydoğu Down Sendromu Derneği Yürüyüş[ERTELENDİ]

ERTELEME! ÖNEMLİ - İSTANBUL ve DİYARBAKIR YÜRÜYÜŞÜ!
İSTANBUL ve DİYARBAKIR Yürüyüşümüz hava muhalefeti nedeni ile ertelenmiştir. İSTANBUL YÜRÜYÜŞÜ 12 Ekim Pazar 13:00'da yapılacaktır. DİYARBAKIR yürüyüş tarihi daha sonra duyurulacaktır. Diğer şehirlerde şimdilik değişiklik yoktur. Down Sendromu Derneği
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Down sendromu, genetik bir farklılık sonucunda insanda 21. kromozom çiftinde bir fazla kromozomun bulunması sonucunda ortaya çıkar. Vücutta fonksiyonel ve yapısal değişiklikler gözlemlenir. Bu kişiler zihinsel kavramada eksiklik, kendine has yüz görünümü ve öğrenme güçlüğü ile karakterize edilir. İnsanlarda bulunan hücreler genlerden meydana gelmiştir. İnsanın taşıdığı fiziksel özellikler, kişilik yapısı genlerde yer alır. Genler ise kromozomlarla birbirine bağlıdır. Kromozomlar çiftler halinde kümelenmiş olup, 23 çift kromozom bulunmaktadır. Yani toplam 46 kromozom olmalıdır. Down sendromlu kişilerde bu sayı 47 tanedir. Buradan anlaşılacağı gibi hatalıktan ziyade, sadece genetik farklılıktan oluşan bir durum söz konusudur. Buna 800-1000 doğumda bir rastlanmaktadır. Annenin yaşının büyük olması en büyük etkenlerden biridir. Hamilelik sırasında ya da doğumda tanımlanabilen bir durumdur. Çocuklarda hafif veya orta şiddette zeka geriliği bulunabilir.
Down Sendromu
Down sendromunun fiziksel belirtileri nelerdir?
  • Kendine özel tipik yüz görünümü ile belirgindir. Bu insanlar normal kromozom sayısına sahip olsalar da görülen bir durum olsa da, diğer belirtiler rahatsızlığı tespit etmeye yardımcı olacaktır.
  • El ayasında normalde çift olması gereken avuç içi çizgisi tektir.
  • Epikantik katlanma nedeniyle badem şeklinde göz yapısının olması.
  • Palebral yarık olması.
  • Bu çocuklarda boy daha kısadır.
  • Basık kemerli burun yapısı görülür.
  • Karın yapısı gevşek ve bombelidir.
  • Elin beşinci parmağında esneklik, dirsekte yüksek döngü olması.
  • Düşük kas tonusu olması nedeniyle, bebeklerin başlarını tutamaması, yürüme zorlukları çekilmesi.
  • Ayak baş parmağı ve yanındaki parmak arasında büyük boşluk olması.
  • Sarkık dil yapısı olması halinde down sendromu düşünülmelidir. Bu belirtilerin hepsi bir arada olması gerekmemektedir. Fiziksel farklılıkların çoğu sağlık sorununa neden olmamakla birlikte, rahatsızlığın teşhisinde rol oynarlar. Uygulanacak tedavilerle fiziksel aktivitelerin rahat yapılması sağlanabilir.
Down sendromu bulunan çocuklardaki nörolojik farklar nedir?
Çocukların %80 inde bulunan kas gevşekliği nedeniyle oturma, yürüme, başlarını tutma gibi beceriler sonradan kazanılabilir. Çocuklarda olan öğrenme güçlüğü ancak bir yaşından sonra kendini belli eder. Bu çocuklar cümle kurmaya 2-3  yaşında başlayabilir. Bu yüzden özel eğitim almaları gerekir.
Down sendromu bulunan çocukların zeka gelişimleri nasıldır?
Bu çocukların zeka seviyeleri farklılıklar gösterebilir. Bebeklik çağlarında diğer çocuklar gibi olsalar da, ilerleyen yaşlarında sıkıntılar meydana gelecektir. Bu çocukların erken dönemde eğitim almaları, zeka düzeylerinde ve becerilerinde gelişmelere neden olur. Böylelikle yaşam seviyeleri artarak, normal bir yaşam sürecek seviyeye ulaşırlar. 
Down sendromu bulunan çocukların eğitimleri nasıl olur?
Öğrenme yetenekleri kısıtlı olan çocukların, topluma kazandırılması ve mutlu bir yaşam sürebilmeleri için, özel eğitime ve ilgiye gereksinimleri vardır. Verilecek eğitimin doğumla birlikte başlaması en idealidir. Eğitimin annede başlaması, çocuğun öğrenme yeteneğinin daha hızlı gelişmesine neden olmaktadır. Eğitim planlı ve programlı olarak, bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Bebekler iki aylık olduğunda fizik tedavi süreci başlamalıdır. Fizyoterapistler tarafından egzersizleri yapılmalı, evde günlük bakımları ailesi tarafından uygulanmalıdır. Bebeklerde bulunan kas gevşekliği fizik tedavi  ile aşılmaktadır. Bunun yanı sıra algılama becerisi kazanmaları için bir tedavi uygulanmalıdır. Bu çocuklar geç konuşacaklarından, erken zamanda dil terapisi uygulanmalıdır. Bu şekilde daha erken konuşmaları mümkün olacaktır. Bazı durumlarda geç konuşanlar olsa da, hiç konuşamayan çocukların sayısı oldukça azdır. 
Hamilelik döneminde down sendromunun teşhisi nasıl yapılır?
Gebelik döneminde yapılacak üçlü tarama testi, ikili tarama testi, ultrasonografi ve diğer testler sayesinde down sendromu teşhis edilebilir. Şüpheli durumlarda ileri tetkikler yapılabilir. Amniyosentez ve CVS ile kesin teşhis yapılır. Rahatsızlığın saptanması halinde aileye genetik danışmanlık verilmelidir.

Kaynak: downsendromu.gen.tr
Yazıyı Paylaş:Facebook Twitter Google+

10 Eylül 2014 Çarşamba

Sakızın İcadı ve Tarihçesi

Sakız, her yaştan insan için en favori meşgalelerden biri olmuştur. Tarihin en eski şekerlerinden biri olan sakız, tüm dünyada her yıl yaklaşık 4 milyar adet satılmaktadır. Sakızın kim tarafından ve ne zaman icat edildiğini merak edenler, sakızın 2000 yıldan fazladır var olduğunu duyunca şaşırabilirler. Öyleyse sizi daha fazla merakta bırakmadan sakızın nasıl bulunduğunu açıklayalım!

ABD, Kaliforniya’da Susan Montgomery Williams isimli bir kişinin 1994 yılında, 23 inçlik çapı ile dünyanın en büyük sakız balonunu yaparak dünya rekoru kırdığını biliyor muydunuz?

Tarih Öncesi

Arkeologlar ve tarihçiler, erkekler ve kadınların ağaç reçinesini topaklar biçiminde bin yıldan fazladır sakız olarak çiğnediklerini keşfetmiştir. Ağaç reçinesinin bazı tıbbi özellikleri olduğuna inanıyorlardı ve onu çiğneyerek, dişlerini ovarak ağız temizliği yapıyorlardı. Bu reçineyi ağız içinin ferahlaması ve tazelenmesi için kullanıyorlardı. Amerikan Kızılderilileri ladin ağaçlarından dışarı çıkan sıvıdan yapılan bir tür reçine çiğnerlerdi. Bu ticari olarak satılan ilk sakızın üretiminin temelini oluşturmuştur.

1840-1890
Sakızın İcadı ve TarihçesiBu buluşun arkasındaki adam John B. Curtis’ tir. 1848 yılında, ladin ağacı reçinesi üzerinde denemeler yaparak yapışkan, lastik gibi bir malzeme elde etmiştir. Bu çiğnenebilir bir malzemeydi ve sakızın önündeki ticari yolun açılmasına sebep olmuştur. İki yıl süren ladin ağacı reçinesi ile yaptığı başarılı deneylerden sonra, onun ilk büyük sakız üretim tesisi başlamış oldu. Daha sonra sakıza aroma ekledi ve daha yumuşak ve ekstra lastik havası vermek için içine parafin ekledi. Sakız üretim tesisine “Curtis Sakız Fabrikası” ismi verildi.

Sakızın bugünkü modern özelliklere sahip olması için 10 yıl kadar bir süre geçti. Bu özellik chicle olarak bilinen Mezoamerikan ağaçlardan çıkan bir çeşit lateksin kullanılmak üzere Meksika’dan ihraç edilmesiyle kazanıldı. Tam olarak tamamlanmamış olsa da, Fleer kardeşlere hizmet etti. Tatlı materyaller üretme deneyleri yapan bu kardeşler daha sonra yaptıkları buluşa çiklet adini verdiler.

1890-1950
Chicago merkezli “William Wrigley” isimli şirket sakız üretim işindeki en büyük oyuncularından biri oldu ve hala da en büyük şirketlerden biri olan bu kurum halk arasında “Wrigley” olarak bilinir. 1892 yılında William Wrigley tarafından kuruldu. Wrigley sakızları İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikan askerlerinin streslerini rahatlatmak için bir araç olarak, onlara sakız bağışlanmasından sonra özellikle popüler oldu.

Çikletin ortaya çıkışı yirminci yüzyılın başlarındadır, 1906 yılında Frank Fleer ilk çikleti icat etmiştir. Ancak, üretimindeki bazı kusurları nedeniyle hiç satılmamıştır. Fleer’ in tarifini mükemmelleştiren adam Walter Diemer oldu. 1928 yılında nispeten daha az yapışkan ve diğer sakız türlerine göre daha esnek bir sakız üretmek için bir yöntem keşfetti. Günümüz çikletlerinin temelini attı.

Günümüz
Sakızın İcadı ve Tarihçesi

Bugünlerde sıradan sakızlardan, bin bir çeşit aromalı çikletlere ve tıbbi amaçla kullanılan sakızlara kadar değişen çeşitli sakız türleri vardır. Bu tıbbi sakızlarda kullanılan malzemeler aynı zamanda ağız hijyeni için de iyidir. Bazı üreticiler ise hazımsızlık ve mide ekşimesi için rahatlama vaat eden pepsin maddesini sakızlara eklemeye başladı. Şu anda sürekli yenilikler ve benzersiz teklifler aracılığıyla birbirleriyle rekabet eden yüzden fazla sakız üretim şirketi bulunmaktadır. Londra merkezli piyasa istihbarat firması Euromonitor International Ltd’ye göre, 2006 yılında sakız sektöründeki satışların 19 milyar doları değerinde olduğu tahmin edilmiştir.

Son yıllarda sakız çiğnemekle ilgili insanların moralini bozan bazı dedikodular ortaya çıkmaya başlamıştır. Sakız çiğnerseniz kansere yakalanacağınız, yüz kaslarınızın bozulacağı, bağırsaklarınızın birbirine yapışacağı gibi bazı kötü dedikodular ortaya atılmıştır. Ancak yukarıdaki rakamların gösterdiği üzere bu dedikodular sakız sektörünü hiç etkilememiştir ve insanlar hala sakız çiğnemenin keyfini çıkarmaktadır.

Kaynakça:
http://www.buzzle.com/editorials/10-15-2004-60486.asp
Bilgiustam.com
Yazıyı Paylaş:Facebook Twitter Google+

Hayata Dair Sözler-3

Güzel, anlalmlı sözleri sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.Bu paylaşımda da birbirinden güzel hayata dair sözleri bulabilirsiniz.
Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler

Hayata Dair Sözler
Yazıyı Paylaş:Facebook Twitter Google+